Suna ve İnan Kıraç Vakfı, 2003 yılında Suna Kıraç, İnan Kıraç ve İpek Kıraç tarafından Türkiye'ye ve topluma katkı sağlayacak bireylerin yetişmesine destek olmak amacıyla kurulmuştur.
Eğitim, kültür-sanat ve sağlık alanlarındaki kurumları ve faaliyetleri destekleyen Vakfın çalışmaları arasında kültürel miras yönetimi, yayınlar, bilimsel araştırmalar, eğitim, kamuoyu araştırmaları ve çeşitli toplumsal program ve etkinlikler yer alıyor.
Suna ve İnan Kıraç Vakfı, eğitim, kültür-sanat ve sağlık alanlarında topluma katkı sağlayan Türkiye'nin önde gelen vakıflarından biridir. Vakıf, sivil toplum, üniversiteler, müzeler, vakıflar, araştırma merkezleri, kütüphaneler, enstitüler ve dünyanın dört bir yanındaki kurumlarla iş birliği içinde, seçkin kuruluşların faaliyete geçmesi, işletilmesi ve desteklenmesi için yatırım yapmaktadır.
Suna’nın Kızları, ergenlik çağındaki kız çocukları için güvenli alanları güçlendirmek amacıyla UNICEF Türkiye ile iş birliği yaptı. İki kurum arasında imzalanan protokol kapsamında, kız çocukların fiziksel ve dijital ortamlarda kendilerini güvende ve değerli hissedebilecekleri alanların yaygınlaştırılması hedefleniyor.
Suna ve İnan Kıraç Vakfı’nın Pera Müzesi’nde izleyiciyle buluşan “Çok İş Var Yapacak” ve Ay Işığıyla Dans sergileri, yalnızca görsel deneyimle sınırlı kalmayan, sanatçıların üretimlerine dair kapsamlı perspektifler sunan iki özel yayınla destekleniyor.
Suna ve İnan Kıraç Vakfı’nın kuruluşundan bu yana Pera Müzesi’nde sanatseverlerle buluşturduğu koleksiyonları, dijital ortamda erişime açıldı. Sanatı ve kültürel mirası daha geniş kitlelerle paylaşmayı amaçlayan bu dijital dönüşümle, müze bünyesinde yer alan Kütahya Çini ve Seramikleri, Oryantalist Resim, Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri koleksiyonlarından 2 bin 510 eser İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nün web sitesinde incelenebiliyor.
16-18 Eylül 2024 tarihleri arasında University College London’dan (UCL) Prof. Henry Houlden ve Dr. Francesca Magrinelli, akademik bir toplantı ve bilgi alışverişi için NDAL’ı ziyaret etti. Üç yoğun gün boyunca 18 aile incelendi, genetik geçiş tartışıldı ve çözülemeyen vakalar için Long Read Sequencing (LRS) önerildi. Bu ziyaret, genetik araştırmalarda disiplinler arası iş birliğinin önemini vurguladı ve gelecekteki çalışmalar için değerli bir model sundu.
